Hayatını gemilerde tayfalık yapıp geçiren Fikret, artık İstanbul’a demirleyip yerleşik bir yaşam seçer. Hayatı kendisinden öğrenen ve bir dediğini iki etmeyen saf arkadaşı Asım’la bir gün karşılarına çıkacak olan o büyük fırsatı umut ederek yuvarlanıp giderler. Yaşadığı semtteki kilisesinin papazı Artin’in Vatikan’a gitmesini fırsat bilen ve kilisenin nimetlerini kendi tezgâhına uydurup geçinmeye devam eden Fikret ve can yoldaşı Asım’ın karşısına bir gün gerçekten hiç beklenmedik bir iş gelir. Ne Fikret’i kilisenin papazı sanıp başlarına gelen sihirli bir olayın çözümü için bu sahte papazdan çare uman aile kendi başlarına geleceklerden, ne de sahte papaz Fikret karşısına çıkacak olan büyük sürprizden haberdardır.