Yıl 1967;Ali Akarsu uzun yol gemilerinde ikinci kaptanlık yapmaktadır ve zamanın çoğunu ailesinden uzaklarda gemilerde geçirmektedir. Ailenin reisi geçim derdi için okyanus ötelerinde giderken aileyi bir arada tutan dört çocuğuna hem annelik hem de babalık yapan ise eşi Cemile’dir. Uzun bir seferin ardından Ali evine dönmektedir. Evin ahalisi özellikle de Cemile tatlı bir telaş içindedir. Mete, Berrin Aylin ama en çok da dört çocuğun en küçüğü olan Osman babasının dönüşünü pencerede beklemektedir. Ali her ne kadar ailesine kavuştuğu için mutlu görünse de halinde bir gariplik vardır. Üstelik daha ilk günden Mete’nin okuldaki haytalıkları ortaya çıkınca Ali, sinirlerine hakim olamaz. Evde büyük bir tartışma patlak verir. Ali’nin kızı Berrin ile de aralarında aşamadığı bir soğukluk vardır. Ancak Akarsu ailesinin hayatı Cemile’nin kocasının ceketinde bulduğu mektup ile tamamen değişecektir.60’lı yılların sonuna 1967 yılına geri dönüyoruz. O dönemin siyasi, ekonomik, ve sosyal öğeleri ile harmanlanan hikayemizde hem Akarsu ailesinin hayatına misafir olacağız hem de onlarla birlikte acı tatlı nostaljik bir yolculuğa çıkacağız. Teve2
Bu videoyu izleyemiyorsanız, reklam engelleme (adblocker) yazılımınızı kapatıp sayfayı yenileyin.
Öyle Bir Geçer Zaman Ki 1. Bölüm
Yıl 1967;Ali Akarsu uzun yol gemilerinde ikinci kaptanlık yapmaktadır ve zamanın çoğunu ailesinden uzaklarda gemilerde geçirmektedir. Ailenin reisi geçim derdi için okyanus ötelerinde giderken aileyi bir arada tutan dört çocuğuna hem annelik hem de babalık yapan ise eşi Cemile’dir. Uzun bir seferin ardından Ali evine dönmektedir. Evin ahalisi özellikle de Cemile tatlı bir telaş içindedir. Mete, Berrin Aylin ama en çok da dört çocuğun en küçüğü olan Osman babasının dönüşünü pencerede beklemektedir. Ali her ne kadar ailesine kavuştuğu için mutlu görünse de halinde bir gariplik vardır. Üstelik daha ilk günden Mete’nin okuldaki haytalıkları ortaya çıkınca Ali, sinirlerine hakim olamaz. Evde büyük bir tartışma patlak verir. Ali’nin kızı Berrin ile de aralarında aşamadığı bir soğukluk vardır. Ancak Akarsu ailesinin hayatı Cemile’nin kocasının ceketinde bulduğu mektup ile tamamen değişecektir.60’lı yılların sonuna 1967 yılına geri dönüyoruz. O dönemin siyasi, ekonomik, ve sosyal öğeleri ile harmanlanan hikayemizde hem Akarsu ailesinin hayatına misafir olacağız hem de onlarla birlikte acı tatlı nostaljik bir yolculuğa çıkacağız.
Yıl 1967;Ali Akarsu uzun yol gemilerinde ikinci kaptanlık yapmaktadır ve zamanın çoğunu ailesinden uzaklarda gemilerde geçirmektedir. Ailenin reisi geçim derdi için okyanus ötelerinde giderken aileyi bir arada tutan dört çocuğuna hem annelik hem de babalık yapan ise eşi Cemile’dir. Uzun bir seferin ardından Ali evine dönmektedir. Evin ahalisi özellikle de Cemile tatlı bir telaş içindedir. Mete, Berrin Aylin ama en çok da dört çocuğun en küçüğü olan Osman babasının dönüşünü pencerede beklemektedir. Ali her ne kadar ailesine kavuştuğu için mutlu görünse de halinde bir gariplik vardır. Üstelik daha ilk günden Mete’nin okuldaki haytalıkları ortaya çıkınca Ali, sinirlerine hakim olamaz. Evde büyük bir tartışma patlak verir. Ali’nin kızı Berrin ile de aralarında aşamadığı bir soğukluk vardır. Ancak Akarsu ailesinin hayatı Cemile’nin kocasının ceketinde bulduğu mektup ile tamamen değişecektir.60’lı yılların sonuna 1967 yılına geri dönüyoruz. O dönemin siyasi, ekonomik, ve sosyal öğeleri ile harmanlanan hikayemizde hem Akarsu ailesinin hayatına misafir olacağız hem de onlarla birlikte acı tatlı nostaljik bir yolculuğa çıkacağız.