Yıllar hızla akıp geçmiştir ve Osman, artık lise öğrencisidir. Yüreği yaralı anne Cemile, kaybettiklerinin yasını tutmaktadır.  Ancak Akarsu Ailesi, verdiği kayıplara ve çektikleri acılara rağmen, hala dimdik ayakta durmaya çalışmaktadır.
Yıllar hızla ilermiştir. Mahallede şeker ve yağ sıkıntısı yaşanmaktır. 80’li yılların çalkantıları herkes gibi Akarsu Ailesi’nin de hayatını yakından etkilemektedir. Osman artık lise öğrencisidir. Fakat hem sokaklar hem de okul, sağcı ve solcuların siyasi çatışmalarından dolayı güvenli değildir. Cemile trikotaj atölyesinin başındadır. Ancak onun için ve Hasefe için hiçbir şey eskisi gibi değildir. Yürekleri sevdikleri insanların kaybediş acısı ile yanmaktadır.

Cemile kızı Aylin’in, Hasefe ise oğlu Ali’nin yasını tutmaktadır. Evin tek neşesi ise Aylin ve Soner’in kızları olan Deniz’dir. Annesine benzeyen Deniz, 5 yaşına yaklaşmıştır. Sevgi dolu bir ortamda özenle bakılan Deniz’in hem hiç tanımadığı annesini hem de annesinin ölümü ile yurtdışına giden babasını özlemektedir.

Zehra da ilkokula başlamıştır. Hakan hapiste olduğu için Zehra annesi ve Ahmet ile birlikte yaşamaktadır. Ahmet işçi sendikasında federasyon başkanı olmuştur. Müziği bırakan Mete’nin plak ve kaset satan dükkanı vardır. Babasının ardından ailenin en büyük erkeği olarak herkese kol kanat germiştir. Özellikle de tehlikeli işlere bulaşmasından korktuğu Osman’ı fazlası ile kontrol etmektedir.

Hakan’ın cezası bitmiştir, ceza evinden çıkışında evine götürmeye Berrin ve Ahmet gelir. Ancak Hakan’ı bekleyen sırf onlar değildir. Babası Ekrem Tatlıoğlu da bir an önce oğlunu görmek için sabırsızlanmaktadır. Deniz’in ise doğum günü yaklaşmaktadır, küçük kızın tek dileği babasının da doğum gününe gelmesidir. Süleyman ve Cemile onu mutlu etmek için bir plan yaparlar. Babasını görmeye giden Hakan ise orada hiç beklemediği bir sürpriz ile karşı karşıya kalır.