Karşısında birden bire Deniz’i gören Efe, ne yapacağını bilememiştir. Aralarındaki tartışmayı unutmamıştır ama, yine de ona evini açmaktan çekinmez. Fakat Leman gibi, o da, Deniz’in rahata alıştığını düşünmektedir.
Konakta ise işler yine karışıktır. Mine’nin kollarında fenalaşan Osman Bey apar topar hastaneye yetiştirilir ve haberi duyan herkes soluğu hastanede alır. Mine, Osman’ın aniden fenalaşması karşısında bir yandan  kendini suçlarken, diğer yandan kendisine  değer veren insanlara yaptıkları konusunda kendi içinde bir çatışma yaşamaktadır.
Bilal bebeği Murat’a vermemeye kararlıdır ve bunun için gereken her şeyi yapmaya da hazırdır. Leman ve Murat ise çocuklarının bu çıkışı yüzünden gergin olsalar da bu sefer Urla’ya dönmekte kararlıdırlar.
İstanbul’da iş bulamayacağını anlayan Kamil son çare olarak ağabeyini düşünür. Ailesinden kalan ve yıllardır ağabeyinin işlettiği zeytinliklerdeki hakkını isteyerek, buradan gelecek parayla İstanbul’da yeni bir hayat kurmayı planlamaktadır.
Efe cephesinde ise işler kendi evine taşınmakla bitmemiştir. Metin; Efe’nin dershaneye kaydolduğundan şüphe duymakta ve sık sık onu kontrol etmektedir.
Her ailede farklı gelişmeler yaşanırken konağa gelen sürpriz misafir, Efe’nin iş hayalleri, Deniz’in kararı ve Kerem Hoca’nın okuldan ayrılışı derken; Aslı babasına verdiği sözlerle sevdiği çocuk arasında kalacak, Efe korkusuyla yüzleşecek ve Mine de bir kez daha karar vermek zorunda kalacaktır.